Avare Kaygıların Buruk Yorgunu
- Bulut Vize
- 31 Ara 2023
- 2 dakikada okunur
Güncelleme tarihi: 14 Oca 2024
Sigarasını yaktı, dumanıyla kendisine bir aura yarattı. Hayatın dur duraksız, tekrarlı ve peşi sıra olan temposundan bir sigara içimlik mesafede uzaklaştı. Çevresinde kendisi gibi birilerini arar bir halde gözlerini gezdirdi vapurda. Çok da yorulmasına gerek kalmadan vapurun arkasındaki çöpün yanında, surat hatları oldukça keskin olan, yüzünde umutsuzluk ve mutsuzluğun karışımı bir ifade ile şarabını yudumlayan bir genç buldu.
Avare kaygıların buruk yorgunları. Hayatın içerisindeki kendilerine; sürekli bir anlam atfetme çabası içerisinde “an”ı tamamen kaçıran rötarlı yaşam mağdurları. Bu kimseleri görünce yanlarına gidiniz. Hal hatır sormayınız sakın, yavan gelir onlara. Genelde kuytu köşe bir bankın üzerinde tek başlarına oturuyorlardır. Varsa bir tek sigara veya bir bardak şarap ikram edip onlarla sessizliği paylaşınız. Aman huzurlarını bozmayınız homurdanarak daha yalnız bir yere gitmeye kalkarlar hepten kaçırırsınız. Onları anlamak mümkünse de onları anladığınızı onlara anlatmak pek mümkün değildir. Çünkü onlar kendi dünyalarında en anlaşılmaz en kompleks en özel canlılardır. Böyle düşünmelerine rağmen de bir yandan en özgüvensiz en tutunamamış olduklarına olan inançları ile her nefeslerinde içlerini daraltırlar. Biliyorum biraz içiniz sıkıldı bu türün özelliklerini okurken ancak sabrediniz. Eğer şaşırarak okuyorsanız şanslısınız demektir. Hiç geçmişin ve geleceğin derdine aynanda düşmeden bu günlere kadar gelmişsiniz. Ha yok bu bana tanıdık geldi diyorsanız da aramıza hoş geldiniz. Burası avare kaygıları bırakma kulübü.
Dünü düşünerek geçirilen bir gün yarınının konusu olur. Bir bakmışsınız bugün de dünü, dünü düşündüğünüz için düşünüyorsunuz. Ve bir döngü başlıyor. Her gününüz geçmişinizi düşünmekle geçerken bugününüzden oluyorsunuz. Rötarlı Hayat döngüsü. Avare kaygıların buruk yorgunları geçmişe kafayı bu denli takmasalar da gelecek ve kim oldukları ile ilgili sorularla kafalarını o kadar meşgul ederler ki bugün oldukları kişiyi ve sahip oldukları gerçekleri kaçırırlar. Peşi sıra bir dertlenme halidir onlarınki. Üstelik onlar diye bahsettiğimiz bu türün çok saygı duyduğumuz büyükleri de var biliyorsunuz. Oğuz Atay’ın da bir neferi olduğu post-modern edebiyat akımı bireylerinden bahsediyorum.
Böyle bakınca da avare kaygıları bırakmamak gerek gibi geliyor kimi zaman. Benim kaygılarımın en avare olduğu dönemlerde dışarıdan mutsuz gözüküyorduysam da içimin en huzurlu hayata karşı en tutkulu olduğum dönemlerdi. Sanırım bir kaygıyı ve ruh halini avare olarak tanımlamak da avare kaygılardan çıkmış ruhunu sisteme satmış kişilere yakışır bir durum zaten. Şimdi siz bana iddia edebilir misiniz ki avare kaygıları olmayan bir birey vapurda martılara bakarak şarap içen birisinden daha çok hissediyordur hayatı. Ben diyemem. Siz de dememelisiniz.
Bu yazı kafası çok karışık bir geçiş süreci avare kaygı sahibi birey tarafından yazıldığı için yazım sürecinde dahi kafa karışıklıklarını keyifsiz cümlelerde sezmek kolay duruyor olsa gerek. Vicdan muhasebeleri, klişe nefreti, sistem fobisi, aidiyet problemi daha bir sürü küçük şımarık dert. Avare kaygı sahibi birisi. Bir bankın üzerinde tek başımayım şimdi. Elimdeki peşi sıra dertlerden yudum alıyorum.
Avare kaygıların buruk yorgunu.
Dağılmamış bir sis bulutunun,
Kuşluk vakti suskunluğu.
Cihangir dolaylarında,
Marcel Duchamp kokusu.




Yorumlar