#çöpkutusu
- Batuhan Bölüm
- 21 Şub 2024
- 1 dakikada okunur
“Keşke benim de karşımda her zorluğa rağmen dimdik duran ve beni sevebilen biri olsaydı. İnsan tek başına dağ olamıyor bazen.”
Kıymetli Nilgün Marmara’ya ait olan bu çiziktirimler onunla romantik bir özdeşlik kurmuş ve bilhassa fevkalade etkilenmiş ve 29 yaşı dolaylarını beklemiş biri için duygusal hezeyanlarından biri olmuştu.
Varoluş hali duygular ve duygulanımlardan uzakta düşünülebilecek şeyler olmak için fazla karmaşık ve kavramlara gömülmüş haldedir, üstelik rasyonellik dahi duygulanım üzerinden temellendirilmeye çalışılabilir. Hal böyle olunca duygusal çöküşler ve sevilmeye duyulan ihtiyaç, varoluşun gerekçelendirilmesi adına önemli bir yer tutabiliyor.
Duygularla yoğun bir biçimde iç içe geçmiş varoluş, gerek devinimi gerekse ödevlerinin defaatle olamaması hasebiyle kabulleniyor veyahut kitabına uygun bir dille kabuk bağlıyor. Varolan, beklememeyi veyahut unutmayı tercih etse de kimileri belki de en büyük hatasını yani beklenti içinde girmeyi gerçek ediyor. Beklediği asla gelmiyor belki de asla mümkün olmayacak beklentiler içerisine giriyor ancak her daim duygusal tatmini kendi adına bekliyor. Kimi zaman bunun bilincinde oluyor ve buna üzülüyor kimi zaman bilincinde olmayıp hem kendini hem de karşısındakini üzüyor.
Nilgün Marmara ile olan tanışıklığımın üzerinden yıllar geçmiş olarak geriye dönüp baktığımda körelmiş olarak bir uçurumun kenarında elimde bu saatten sonra hiçbir işe yaramayacak bir cevapla oturuyorum. Artık duygusal varoluş adına bir beklentim kalmadı, üstelik hiçlik bana geri baktığında ardımdan “bundan hiç haberim olmadı” diyerek kendini suçlayacak birini de bırakmıyorum. Cevabı da soruyu da suçlamadan açıkça alıp beklemenin anlamsızlığı ile razı geldim. Yani demem o ki başı ve sonu özdeş bir hikaye ancak muhasebesini birlikte yaptık.
Comments